Yazan: MÜCAHİT ÖZDEN HUN
Cennet Iğdır’ımızın, Yeşil Iğdır’ımızın, Doğu’nun Paris’i Iğdır’ımızın dünyanın en kirli şehirleri arasında 49’ncu sırada olduğunu görmek yüreğime bıçak sokulmuş gibi bir duygu uyandırdı. Iğdır’daki her kuruma kızgınım: Bunlar ister Devlet Kurumları, ister Sivil Toplum Örgütleri, ister Siyasi Partiler hatta en önemlisi ister emekli veya aktif milletvekilleri olsun…Iğdır, açıkça ihanete uğramıştır. Iğdır, kendi evlatları tarafından karartılmış, göz ardı edilmiş, is ve sis içinde bir şehre terkedilmiştir. Utanıyorum! Utanıyorum!
“AYHAVAR” KELİMESİ
1960 ve 70’li yıllarda Milletvekilliği yapacak olan Ankara Hukuk Fakültesi mezunu Cengiz Ekinci, avukatlık stajını tamamlar tamamlamaz (1949) Iğdır’ı ilk görev yeri olarak seçer, ailesiyle birlikte Doğunun bu şirin ilçesine yerleşir (1949 sonu). Cengiz Ekinci 1951 yılında Iğdır’ı terk eder, doğum yeri olan Kars’a döner. 6 Kasım 1952 tarihinde Kars’ta “Ayhavar!” isimli bir mizah gazetesini haftada birkaç gün olacak şekilde çıkartır. Böylece halkın arasında günlük konuşmalarda sıkça yer alan “Ayhavar” kelimesi kendisine yazı dilinde edebi bir değer bulur.
“Ayhavar”, Azerice “İmdat!” anlamındadır. Aslında aynı anlama gelen Kürtçe “Hawar!” kelimesiyle de büyük bir benzerlik taşır.
IQAir ŞİRKETİ
Biliyorsunuz, her insanın IQ (Intelligence Quotient) olarak isimlendirilen bir zeka seviyesi vardır. Buradan hareketle İsviçreli bir teknoloji şirketi de dünyadaki her şehrin hava kirliliğini ölçmeyi ve her birine bir IQ değeri atayarak ciddi bir çalışma sürdürür. Şu an dünyanın en güvenilir hava kirliliği raporu veren şirketidir.
2021 verileri esas alınarak IQAir Şirketinin yapmış olduğu “Dünyanın en kirli şehirleri sıralamasında”, Iğdır’ımız 49’ncu sırada yer almıştır. Sakın, “Neyse birinci sırada değiliz,” diye düşünmeyiniz. Detaylı inceleme yapıldığında bunun gerçekte böyle olduğunu görmek mümkün.
İLK 50 ŞEHİR
Bilindiği gibi dünyanın en kalabalık ülkesi birinci sırada Çin (1,439,323,776) ve ikinci sırada Hindistan (1,380,004,385)’dır. Hindistan’ın 5-10 yıl içinde Çin’i geride bırakacağına kesin gözüyle bakılıyor. Human Development Index yani İnsan Gelişimi Sıralaması dikkate alındığında Hindistan, Bangladeş ve Pakistan en altlarda yer alıyorlar.
Dünyanın en kirli şehirlerinin yer aldığı ülkeler şöyledir:
- Hindistan
- Hindistan
- Çin
- Hindistan
- Hindistan
- Pakistan
- Hindistan
- Pakistan
- Pakistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Pakistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Çin
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Pakistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Bangladeş
- Çad
- Hindistan
- Hindistan
- Kazakistan
- Hindistan
- Bangladeş
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Kazakistan
- Hindistan
- Hindistan
- Hindistan
- Kazakistan
- Hindistan
- Kazakistan
- Hindistan
- Hindistan
- IĞDIR
- Hindistan
GERÇEK SIRALAMA
Bir zamanlar Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in tek bir ülke olduğunu dikkate alarak bir değerlendirme yapalım. İstatistik biliminde OUTLIERS (autlayz) yani “Aykırı Değer” olarak bilinen ve istatistiksel değerlendirmeyi bozmaması için göz ardı edilen bir değer vardır. Hindistan, Pakistan ve Bangladeş, bu sıralamada OUTLIERS durumundadır. Bu üç ülkeyi göz ardı ederek sıralamayı yeniden yapalım:
- Çin
- Çin
- Çad
- Kazakistan
- Kazakistan
- Kazakistan
- Kazakistan
- IĞDIR
Bu listede Çin ve Kazakistan’ı rahatlıkla elimine edebiliriz? Niçin mi?
- Çin dünyanın en kalabalık ülkesidir. OUTLIERS durumundadır.
- Kazakistan’ı yüzölçümü 2.724.900 km2 ve nüfusu da 19 milyondur. Km2 başına en az insanın düştüğü ülke olduğu için bu da bir OUTLIERS durumundadır.
Çin ve Kazakistan, listeden çıkarıldığı zaman dünyanın en kirli iki şehri şunlardır:
- Çad ülkesinde N’Djamena şehri
- Türkiye’de Iğdır şehri
Eliminasyona devam edebiliriz. N’Djamena şehri Çad’ın başkenti ve en kalabalık şehridir (1 milyon). Nüfusu 200 bin olan ve hiçbir şeyin başkenti olmayan Iğdır’la karşılaştırılması haksızlık olur. Bu durumda şu gerçeklik kendisini belli eder: IĞDIR DÜNYANIN EN KİRLİ ŞEHRİDİR.
İRDELEME
İsterseniz durumu biraz değerlendirelim. Eğer Iğdır büyük bir endüstri merkezi olsaydı, suçu “fabrikalara, endüstri”ye yükler işin içinden çıkardık. Iğdır’ın en büyük işletmesi bile 30-40 kişiyi zorlukla istihdam etmektedir. Fabrikası ve endüstrisi yoktur.
Eğer Iğdır, “Etrafı dağlarla çevrili olduğu için nefes alamıyor,” diye değerlendiriyorsanız yine hata yapıyorsunuz. Iğdır ve Erivan şehirleri, ortasından Aras nehrinin aktığı Sürmeli ovasında kurulmuşlardır. Her iki şehir de Alagöz Dağları ve Ağrı Dağı silsilesiyle çevrelenmiştir. Üstelik Erivan’ın nüfusu 1 milyonun üzerindedir ve aynı zamanda ülkenin endüstri merkezidir. Erivan, hava kirliliği sıralamasında çok altlarda yer alıyor, acaba bunun nedeni ne olabilir?
Erivan’da da doğal gaz, odun ve kömür kullanımı vardır. Alınan üç önemli tedbir şunlardır:
- Şehrin dağlara doğru gelişimini özendirmek
- Yeşil enerjiye geçiş (güneş enerjisi gibi)
- İzolasyon teknikleri
IĞDIR’IN ŞEHİRLEŞMESİ
1963 yılında bir rapor hazırlanır. Iğdır’ın nüfusunun 5000 olduğu o yıllarda ilçede ileride hava kirliliği ön görülmüş, şehrin bugünkü üniversiteye doğru gelişmesi önerilmiş ancak bu öneri dönemin Adalet Partisi İl Başkanı önderliğindeki Azeri lobisi tarafından, “Kürtlerin toprakları değer kazanacak” korkusuyla uygulamaya konmamıştır. Halbuki Iğdır şehir merkezi, bu yönde bir gelişim gösterseydi, bugün hava kirliliği sorunuyla boğuşmayacaktı.
Bir emekli milletvekilimiz, şöyle bir ifade kullanmış: “Ben yeniden milletvekili seçilirsem Suveren’deki Iğdır Üniversite yerleşkesini aşağıya getireceğim.”
Bunu söyleyen Azeri kökenli hatta Turancı görüşe yakın bir milletvekilidir. Beyefendimiz Turancı zihniyete sahip ya, şöyle düşünüyor: Suveren köyü bir Kürt köyüdür. Üniversitenin sağı-solu da Kürt köyleriyle çevrelenmiştir. Dağın arkası Doğubayazıt’tır. Olur ya bağımsız bir Kürdistan kurulursa Iğdır Üniversitesi Yerleşkesi, Kürdistan devleti sınırları içinde kalacak (!). En iyisi şimdiden üniversiteyi, Nahcivan’a yakın bir yere kuralım ki Azerbaycan Cumhuriyeti’ne yakın olsun.
Suçlu ayağa kalk! Iğdırlı seçmenlerim sizlere sesleniyorum: Tarih sizi suçlu buldu. Azeri-Kürt çatışmasına siz prim veriyorsunuz, oylarınızı birkaç “etnik milliyetçi” slogana, Kafkas oyununun şatafatına ya da davul zurna eşliğindeki halaylara (govend) yenik düşüp şehrinizi yok ettiniz. “Bizimkiler kazansın da..” anlayışıyla Iğdır’ın onuru ve gururuyla oynadınız. Seçimler yaklaşıyor. Var gücünüzle ama lütfen var gücünüzle Azeri ve Kürt ayrımcılığını körükleyiniz, hiç olmasa Iğdır’ı haritadan silelim, hepimiz rahatlayalım.
SON SÖZ
Iğdır’ımızın hava kirliliğinden kurtulması için, çok hızlı şekilde dağlara doğru uydu kentler inşa edilmelidir. Ünlendi Barajı artık faaliyete geçmek üzeredir. Iğdır ovası ve dağlarına su pompalayacak güçtedir. Bu da olmasa artık sondaj teknikleri her şeye imkân tanıyor. Üniversite yerleşkemiz dağın tepesinde ama dört sondajdan elde ettiği suyla ihtiyacını karşılıyor.
Şöyle bir öneride bulunuyorum: Iğdır’ın yeni uydu kentleri Aliköçek, Mezraa, Taşlıca köylerine yakın yerlerde kurulmalıdır. Anlıyorum Turancı Milletvekili, Azeri şovenistler, hop kalkıp hop oturacaklardır. Onlara göre böyle bir öneri, Iğdır’ı Kürtlere teslim etme ve onları zenginleştirme politikasıdır. Benim de bu zavallı siyaset adamlarına söyleyeceğim tek bir sözüm vardır:
Kaça-Kaç’tan (1919) önce Aliköçek, Taşlıca ve Sıçanlı (Pınarbaşı) köyleri Azeri köyleriydi.
NOT: Bazı okuyucularım OUTLIERS (Aykırı değer) terimini anlamadıklarını söylediler. İstatistik biliminde “outliers” başlı başına önemli bir detaydır. Dikkat edilmesi ve devre dışı bırakılması gerekir.
Bir örnek vermek istiyorum: Siz, teorik ehliyet kursu veren bir hoca olunuz. Yeni dönem başlayacaktır. 5 kişi kayıt yaptırmıştır. Kayıt olanların yaşları şöyledir: 18, 20, 19, 21, 70
Ders, yeni başlayacaktır. Hoca olarak bürodaki Fatma isimli sekreterin yanına gidiyorsunuz. Aranızda şöyle bir konuşma geçiyor:
Siz: Fatma Hanım, kaç öğrenci kayıt yaptırdı?
Fatma: 5 öğrenci
Siz: Yaş ortalaması nedir?
Fatma hemen hesaplar. Ortalama=(18+20+19+21+70)/5= 29,6
Fatma: Hocam, yaş ortalaması 30 civarında.
Siz, hoca olarak zihninizde yaşları 29,30 civarında 5 öğrenci hayal ederek sınıftan içeri girince çoğunluğun 10 yaş daha küçük öğrencilerden oluştuğunu görüyorsunuz. Ortalama değer hesabı yanıltıcı bir bilgi vermiştir. Buna engel olmak için sınıftaki yaş dağılımına “aykırı” olan 70 yaşındaki öğrenci bir OUTLIERS durumundadır ve ortalamadan muaf tutulması gerekir. Bu durumda ortalama 19,5 olur yani gerçeği daha iyi yansıtır. Saygılarımla