ERMENİSTAN BAŞBAKANI SAYIN NİKOL PAŞİNYAN’A AÇIK MEKTUP:
Sayın Paşinyan,
Ben Aras Nehrinin hemen ötesinde, Erivan’dan 50 km uzaklıktaki Iğdır şehri doğumlu, Kürt kökenli bir Türk vatandaşıyım. Yani bir anlamda kapı komşunuzum. Coğrafya kaderdir diye bir atasözü vardır. İstesek de istemesek de yüzyıllarca yan yana olacağız. Yakın veya uzak geçmişte yaşanan karşılıklı acıları buraya taşımaya niyetim yoktur. Acıları karşılıklı kalbimize gömmemiz gerekiyor. Tarih bir intikam ve hesaplaşma sahnesi olmamalıdır. İnsanlığın görevi yeni nesillerin ruhunu kardeşlik ve sevgi duygularıyla beslemek, barış dolu bir dünya için adım atmaktır.
2006 yılında kısa süreliğine Azerbaycan’da bir şirket için görev yapmıştım. Sovyetler Birliğinin çökmesiyle Güney Kafkasya’da yaşanan talihsiz olaylar sonucu 1 milyonu aşkın Azeri sivil doğup büyüdükleri toprakları yani Dağlık Karabağ’ı terke zorlanmış, Azerbaycan devletinin sınır kasabalarında açık arazide, çadırlarda perperişan bir yaşama mahkûm olmuşlardı. Azeri sivillerin tehcirinin bir insanlık trajedisi olduğunu ifade etmek isterim. Bu cümlemi okuyan birçok Ermeni vatandaşının, “Bizim dedelerimiz de zamanında tehcire uğradı,” dediklerini duyar gibiyim. Tarih hataların tekrarlandığı değil ders çıkarıldığı bir zaman dilimidir. Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan Devletinin doğal sınırları içindedir. Ben geçmişe değil şimdiye bakıyorum. Bugün göçe zorlana siviller şu anda hayatta ve yaşadıkları acıyı yüreklerinde taşımaktadırlar.
Ermenistan Cumhuriyeti, geleceğe uzanan yıllarda bir tarafında Türkiye Cumhuriyeti bir tarafında Azerbaycan Cumhuriyeti ile komşu olarak varlığını devam ettirecektir. Dört bir yanını Çin Seddiyle örse bile Türkiye ve Azerbaycan’la komşu olduğu gerçeğinden kurtulamayacaktır. Bu komşuluğu kardeşlik ve karşılıklı saygıya dönüştürmek daha kolay iken, zor yolu seçip savaş ve şiddetle oluşturulan Dağlık Karabağ Cumhuriyetinin varlığı bildiğiniz gibi uluslararası kabul görmemiştir. Komşularıyla karşılıklı saygın ilişkiler içinde bölgedeki ekonomik zenginlikten yararlanmanız mümkün iken şiddet üzerine kurgulanmış Dağlık Karabağ Cumhuriyeti lağvedilmeli, Azeri sivillerin geri dönüşü sağlanmalı, bölgenin yönetimi Azerbaycan devletine bırakılmalıdır. Ayrıca dünya parlamentolarının Ermeni soykırımını tanımalarıyla belki o ülkelerin dostluğunu kazanıyorsunuz ama iki önemli komşunuzu kaybediyorsunuz. Sizlerin gerçek dostunuz yine komşularınız olacaktır. Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan dostluğunun tarihte yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen güçlü bir şekilde kurulabileceğine olan inancım tamdır. Yapacağınız tek şey hiçbir arabulucuya ihtiyaç duymadan Sayın İlham Aliyev ile masaya oturmanızdır. Bu sizin yenilginiz değil insanlığa örnek davranışınız olarak hatırlanacaktır ve tarihe geçecektir.
Saygılarımla
MÜCAHİT ÖZDEN HUN