Son Yazılarımız

AZERBAYCAN AZERBAYCAN

TOPLAM GÖRÜNTÜLENME: 132 

(Not: Bu yazımı, Berlin’de yaşayan Merhum İsmail Gödekli amcamın oğlu Şener Gödekli kardeşime atfediyorum.)

GİRİŞ

4-5 gün önce Iğdır Üniversitesi Geliştirme Vakfı Mütevelli Heyeti toplantısı için eşim Şeval’le birlikte Iğdır’a geldik. Iğdır, benim için kutsal bir isim, kutsal bir topraktır. Ruhum, Azeri ve Kürt kimliğiyle yoğrulmuş; çocukluğumun unutulmaz anıları ve derin izleri kişiliğime bu şehirde yön vermiştir.

Biliyorum, Iğdır’da “şovenizm kazanını” kaynatmak isteyenler hâlâ boş durmuyorlar. Dedikodu ve iftira yaymak için ateşe odun atanlar eksik değil, ama artık bilsinler ki bunun da sonu yakın. Iğdır,  birleştirici kimliğiyle yeniden doğuyor.

YASAK DİL: AZERBAYCAN DİLİ (AZERİCE)

Ankara’da yabancı dil eğitimi veren bir kurumda Farsça öğreniyordum. Hocamız, Tebriz Azeri’si bir bayandı. Bir gün tatil için kısa süreliğine Tebriz’e gideceğini söyledi. Azerbaycan Dilini, Kiril ve Latin alfabesiyle sıkıntı olmadan okuyabilmekteyim. Arap harfleriyle yazılan Azerbaycan Diliyle tanışmak istiyordum. Hocamdan, gelirken yanında Arap alfabesiyle Azerbaycan Dilinde yazılmış Samed Behrengi’nin kitaplarını getirmesini rica ettim. Hocam, tereddüt etti: “Azerbaycan Dili yasak olduğu için bu kitaplar kaçak basılıyor. Sınırda kitaplarla yakalanırsam benim için iyi olmayacak.”

Bu söz, yüreğime bıçak gibi saplandı. Yasaklanan diller, yasaklanan kitaplar hâlâ hükmünü sürdürüyordu. İnsanlık hâlâ bunu aşacak olgunluk ve cesareti gösteremiyordu.

Israr etmedim. Hocamız, birkaç hafta sonra 4-5 adet kitapla geri geldi, paketi gizli bir şekilde bana verdi. Arap harfleriyle yazılmış Azerice kitaplardı… Risk almıştı. Bu davranışını takdir ettim. İran’da yaklaşık 20-25 milyon Azeri nüfus var, ama ana dillerinden men edilmişlerdir. Bu, bariz insan hakları ihlalidir. Şiddetle kınıyorum.

TÜRKMENÇAYI ANTLAŞMASI VE PARÇALANMIŞ AZERBAYCAN

Azerbaycan Ülkesini ikiye bölen Türkmençay Antlaşması (1828)

10 Şubat 1828 tarihinde Çarlık Rusya’sı ile İran’daki Kaçarlar Hanedanı arasında, Türkmençay Antlaşması imzalandı. Azerbaycan ülkesi Kuzey ve Güney Azerbaycan olarak ikiye bölündü. Nerdeyse 200 yıla yakın bir zamandır Azerbaycan ülkesi, Aras Nehriyle ikiye bölünmüş durumdadır. Bazen birleşme umutları canlandı, ama çabalar kısa sürdü.

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI

İkinci Dünya Savaşı, 1945 yılında 40-50 milyon insanın ölümü ve sonsuz acıları geride bırakarak sona erdiğinde, boyunduruk altındaki halkların özgürlük mücadelesi bir umut olarak yükseldi. İran’ın batısında, Tebriz başkentli Azerbaycan Halk Cumhuriyeti ve Mahabad başkentli Mahabad Kürt Cumhuriyeti, iki komşu ve kardeş cumhuriyet olarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ancak her ikisinin de ömrü kısa oldu; geride yürek paralayıcı anıların ve boğulan umutların sessizliği kaldı.

1930 yılından itibaren Avrupa hızla değişiyordu. Almanya’da Adolf Hitler, “Aryanlıların” üstün ırk olduğunu savunuyordu. İranlıların da soyu Aryanlılara uzanıyordu. Kaçar Hanedanlığına son vererek İran tahtına oturan Rıza Şah, ülkesinin yönetimini ve petrol yataklarını, o yıllar dünyanın en büyük askeri gücü olan İngiltere’ye kaptırmıştı. Şah,  “Tam bağımsız İran” devletini hayata geçirmek istiyordu. Bu amaçla Hitler ile gizli bir antlaşma yapar. Devletin adını “Aryanlılar Ülkesi” anlamında “İran” olarak değiştirir.

Her ne kadar İran,  savaş tamtamlarının çalındığı Avrupa’daki kutuplaşmada “nötr” kalacağını söylese de Almanya ile stratejik antlaşma yapar. İran’ın dış ticaretinde Almanya ikinci sırada yer alır. İran’dan benzin, kaçak yollardan Almanya’ya ulaştırılır. İran, bununla yetinmez, devlet ve savunma sektöründeki en önemli görevlere Alman mühendis ve danışmanları atar.

İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Nazi Almanya’sının tartışmasız zaferi İran’da büyük bir memnuniyetle karşılanır. Hitler’in, Güney Kafkasya’nın tamamını ve Orta Asya’nın en önemli 16 şehrini İran egemenliğine bırakması yönünde gizli bir planı vardı. İran, büyük bir fırsatı yakaladığını düşünür, “Büyük İran” hayallerini kurmaya başlar.

AZERBAYCAN MİLLİ HÜKÛMETİ (Azərbaycan Milli Hökuməti)

Azerbaycan Milli Hükûmeti ve Mehabad Kürt Cumhuriyeti

Beklenen olmaz. Nazi Almanya’sı İkinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle ayrılır. İran’da otorite boşluğu doğar. İşte böyle bir zamanda Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 12 Aralık 1945’de kurulur. Binbir umut ve heyecanla kurulmuş olan bu cumhuriyet,  13 Aralık 1946’da, ABD ve İngiltere’nin desteğini alan Şah’ın ordusu tarafından dağıtılıncaya kadar yaklaşık bir yıl varlığını devam ettirir.

Kısa ömürlü Azerbaycan Milli Hükûmeti döneminde aşağıdaki önemli kararlar alınır:

  1. Azerice resmî dil olarak okullarda okutulacaktır
  2. İlk üniversite Tebriz’de kurulacaktır
  3. Kadınlara oy hakkı verilecektir
  4. Ağaların toprakları, köylüler arasında paylaştırılacaktır

Güney Azerbaycan’da kök salan ve ömrü kısa süren Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurulduğunda, komşu Sovyet Sosyalist Azerbaycan Cumhuriyeti’ndeki (Kuzey Azerbaycan) belgesel film yapımcıları, ellerine kameraları alıp, Güney Azerbaycan’a giderler, Azerbaycan Milli Hükûmetini ve halkın o dönem günlük yaşamını kısa kareler halinde filme alırlar.

1947 yılında, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti yıkıldıktan 1 yıl sonra, rejisör Esfir Şub, bu film fragmanlarını Sovyet Sosyalist Azerbaycan Cumhuriyeti’nde (Kuzey Azerbaycan) birleştirir, Arazın O Tayında isimli belgesel filmi ortaya çıkarır. Uzun yıllar bu film, yok olan bir umudun yürek paralayıcı senfonisi olarak arşivlerde saklı kalır.

SEYİD CAFER PİŞEVARİ

Azerbaycan Halk Hükûmetinin başkanı Seyid Cafer Pişevari, 26 Ağustos 1892 yılda Erdebil bölgesindeki Xalxal şehrinin Zeyve köyünde dünyaya gelir.  Ailesi, çiftçilikle uğraşmaktadır. Zeyve köyünde genellikle “Seyid” aileleri oturduğundan, bu köy, halk arasında “Seyidler Zeyve’si” olarak da bilinmektedir. Pişevari, beş çocuklu bir aileye mensuptu. Beş yaşında okuma yazmayı öğrenir. Eline düşen kitapları büyük bir merakla okur. Güçlü bir hafızaya sahiptir.

1905 yılında Bakü’ye gider. Öğretmenlik yapar. 1917 Rus Devrimi sırasında Bakü’de olan Pişevari, Azerbaycan Komünist Partisi kurucularından Neriman Nerimanov ve diğerlerinden etkilenir, Komünist ideolojiyi benimser. 1918’de Azerbaycan gazetesinde çalışmaya başlar, İran halklarının durumunu düzeltecek makaleler yayınlayarak siyasi çözümler arar.

1924 yılında Rıza Şah tarafından cezaevine atılır. Sonrasında Azerbaycan Demokrat Partisini kurar. 1945-46 yılları arasında Tebriz başkentli Azerbaycan Millî Hükûmetinin kurucu Başkanı olarak görev üstlenir. Hükûmet dağıtılınca, Kuzey Azerbaycan’a, oradan da Rusya’ya gider. 11 Haziran 1947 tarihinde Moskova’da şoförünün sağ kaldığı şüpheli bir trafik kazasında hayata veda eder.

“ARAZIN O TAYINDA” FİLMİ

Film, Güney ve Kuzey Azerbaycan’ı ayıran Aras Nehrinin görünümüyle başlar. Anlatıcı, “Aras Çayı: Sovyet Azerbaycan’ı ile İran Azerbaycan’ı arasındaki serhed” diyerek derin bir of çeker gibi konuşmaya başlar.

Aras Nehri,  Kuzey ve Güney Azerbaycan’ı birbirinden ayırıyor

Aras’ın üzerindeki köprüler 

Ses, devam eder: “Şimdi iki tarafı ayıran bu köprüler bir zamanlar iki Azerbaycan’ı birleştiriyordu. Aras, Aras! Bu söz ne kadar aziz ve kederlidir. Aras! Azerbaycan’ı ikiye ayıran çay!”

Köşki balaban Araza baxar,

Arazın suyu gözlerdən axar.

Ay Araz, quru, axma bir zaman,

Ay bizi oda yandırıb yaxan.

(Not: “Köşki Balaban”, özellikle Aras nehri kıyısında, gençlerin oynadığı bir tür oyunun adıdır. Ayrıca, “Od” kelimesi “Ateş” anlamındadır. Mücahit)

Göçerlerin sürüleri Savalan Dağı eteklerinde

Babalardan kalma hayat tarzı

Erdebil’e giden şose yol

Toprak ve ürün, ağanındır. Toprak zengin, köylü yoksuldur

Ah! Tebriz Şehri… Zengin ve yoksul iç içedir

  

1905 Devriminde Azerbaycan mücadelesini yükselten Settar Xan, Bağır Xan ve Şeyh Mehmed Gıyaban

Azerbaycan Milli Hükûmeti silahlı güçleri

Pişevari halkına seslenirken

Azerbaycan Milli Hükûmeti silahlı halk güçleri

Başkan Pişevari ilk Hükûmet toplantısını açarken

Azerbaycan Bağımsızlık davasının bedelini hayatlarıyla ödeyenler

The following two tabs change content below.