GENÇLİK KUŞAKLARI VE GENÇLİK DEVRİMİ
Gençlik hiç şüphesiz toplumun en dinamik kesimidir. Gençlik kelimesini kullanırken 15-30 yaş arasını ele aldığımı başından belirteyim. 15 yıl süren bu dönem içinde ilk gençlik, gençlik ve son gençlik diye tanımlayabileceğimiz üç farklı kesim iç içe girmiştir. Birbirlerini etkilemiş, bir devamlılık izlenimi yaratmıştır.
Bugün literatürde Gençlik Kuşaklarından bahsedilmektedir. Bunlardan birisi siyasi diğeri ekonomiktir. Önce siyasi kuşağı ele almak istiyorum.
Gençliğin içinde bulunduğu ruh hali ülkeden ülkeye değişim göstermiştir. İsterseniz Gençlik Devrimi nasıl ortaya çıktı, ona bir göz atalım.
DÜNYADA GENÇLİK VE 1968 KUŞAĞI
Gençlik, gerçek tanımına ve özsaygısına Küba devrimiyle kavuşmuştur. Fidel Castro, Che Guevara, Raul Castro Küba Devrim hareketini 1953 yılında başlattıklarında 24-25 yaşlarında gençlerdi. Mücadelelerine kararlılıkla devam ettiler ve 1959 yılında Diktatör Batista’yı devirmeyi başardılar. Bu belki de insanlık tarihinde ilk kez gençliğin tarih sahnesine çıkması anlamındaydı. Küba Devrimin etkisi ve Che Guevara’nınkarizması dalga dalga tüm dünyaya yayıldı, ırk, din ayrımı yapmadan tüm gençliği etkisi altına aldı: Artık gençlik de devletin kurucu gücü olabiliyor, dünyada söz sahibi oluyordu. Che Guevara etkisi kısa sürede önce Amerika ve Avrupa’yı temelden sarstı. San Francisco yakınındaki Berkeley (Börkli) üniversitesi yerleşkesinde başlayan bazen Hippi bazen Black Panther (Siyah Panterler) ismiyle bilinen gençlik önce üniversite yönetimini karşısına aldı. Tarihte ilk kez bir rektör polisin yerleşkeye girerek isyancılara müdahale etmesine izin verdi. Bu büyük bir hataydı. Bedeli ağır oldu. Siyah Panterler, Berkeley şehrinin hemen yanı başındaki Oakland şehrini ateşe verdiler. Gösteriler sokağa taştı. Çok geçmeden Amerika’nın Batı’sında yaşanan bu olaylar Doğu yakasındaki üniversitelere sıçradı. Kısa sürede tüm Amerika gençliği ayaktaydı. Che Guevara gibi rejimi devirecek güçleri yoktu ama Amerika toplumunun değerlerini temelden sarstılar. Siyah-Beyaz ayrımı gündeme oturdu ve gençliğin dayanışmasıyla ayrımcılığın sonu başladı.
Avrupa’da özellikle Fransa’da gençlik nerdeyse eş zamanlı olarak harekete geçti. Sorbonne ve Jussieu Üniversitesi öğrencileri önce rektörle hesaplaştılar. O yıllar Paris yolları kaldırım taşlarıyla örülüydü. Çok geçmeden çatışmalar sokağa sıçradı. Eylemlerde polisle çatışan gençlik parke taşlarını silah olarak kullandı. Paris’te yollar taş yığınlarıyla doldu. Efsanevi lider De Gaulle istifa etmek zorunda bırakıldı. Yeni hükümet gençlik ile pazarlığa oturdu. Aslında gençlik de ne istediğini bilmiyordu. Yüzyılların yükünü sanki üzerlerinden atmak istemişler, aileye, kiliseye ve devlete meydan okumuşlardı. Bu onlar için yeterliydi.
TÜRKİYE VE 1968 KUŞAĞI
Türkiye’deki gençlik dünyada olup biteni yakından izliyordu. 1967 yılı sonlarında gençlik içinde bir kıpırdanma başladı. Türkiye İşçi Partisi gibi bir anlamda düzen partileri içinde yuvalanmış gençlik aniden bağımsızlığını ilan etti. Onlarca dernek ve illegal parti ortaya çıktı. Che Guevara karizması Türkiye’deki gençliği de etkisi altına aldı. TİKKO, THKO, Aydınlık vb onlarca gençlik hareketi kuruldu. Tek hedefleri vardı: Türkiye’de Küba’da olduğu gibi bir devrim yapmak. Onlar devrim yapamadı ama 12 Mart 1971 tarihinde Askeri Darbe oldu. 1968’in karizmatik gençliği ya idam sehpalarında ya kırsal kesimdeki çatışmalarda ya da zindanlarda yok edildi. İşin ilginç yanı Türkiye’deki 1968 kuşağı eylemleri İstanbul ve Ankara illeriyle sınırlı kaldı. Diğer bölgelere sıçramadı veya yayılma şansı bulamadı.
TÜRKİYE VE 1978 KUŞAĞI
Benim de mensubum olduğum bu kuşağın gerçek anlamda bir devrim yapma isteği veya gücü yoktu. Çünkü devlet gençliği sağ-sol ayrışmasıyla dengelemişti. Üniversiteler sağ veya sol militanların işgalindeydi. 1968 yılından farklı olarak gençlik eylemleri Türkiye’nin her yerine yayıldı, en küçük kasabaları bile etkisi altına aldı. 1968 kuşağı idealistti. Ancak 1978 kuşağı kendini savunma durumunda hissettiği için, yaptığı en önemli eylem Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya vb 1968 kuşağının idealist gençliğini putlaştırmak ve bu isimlerin arkasına saklanmaktı.
Değerli okuyucular!
Gençliğin siyasi mücadelesini ve yükselişini özetledikten sonra şimdi gelelim ikinci önemli noktaya: Gençliğin ekonomik devrimi.
X-Y KUŞAKLARI
Özellikle ABD’deki bilim insanları gençliği X-KUŞAĞI ve Y-KUŞAĞI diye ikiye ayırmışlardır. İsterseniz önce X-KUŞAĞININ temel özelliklerine bir göz atalım:
X-KUŞAĞI(DOĞUM TARİHLERİ: 1968-1980 ARASINDA DOĞANLAR)
- Şüphecidirler
- Çalışmayı bir meydan okuma olarak algılamaktadırlar
- Girişimci ruha sahiptirler
- Kurallara göre değil, kendi bildikleri gibi çalışmak isterler.
Y-KUŞAĞI (DOĞUM TARİHLERİ: 1981-2000 ARASINDA DOĞANLAR)
- Hoşgörülüdürler
- Çalışmayı hedef olarak değil bir araç olarak görürler
- Katılımcı ruha sahiptirler
- Parlak fikirli ve yaratıcı insanlarla çalışmak isterler
Yukarıdaki araştırma ABD ve Avrupa’daki gençliğin durumunu özetlemektedir. Acaba durum Türkiye’de nasıl? Sadece Y kuşağını ele almakla yetineceğim:
TÜRKİYE’DE Y-KUŞAĞI ( 1981-2000 ARASINDA DOĞANLAR)
- İş bulsalar da çalışmaya istekli değildirler veya iş bulmamak için iş ararlar
- Kıskançlık ve gizli rekabet oldukça güçlüdür
- Yaratıcılık düşüncesinden uzaktırlar. (Bu görevin ABD ve Avrupa’ya ait olduğuna inanmışlardır)
- Aile ve toplumla çatışma halindedirler
- Geleceğe yönelik bir planları yoktur, derin bir umutsuzluk içindedirler
- Eğitimi ve iş hayatını gereksiz bir yük olarak görmektedirler
- Bireycidirler. Takım ruhu yoktur ve katılımcı ortamlarda performansları düşmektedirler
- Madde kullanımını abartılı bir seviye çıkarabilmektedirler
- Kendilerine acıma duygusu taşımaktadırlar
- Savaş, deprem vb olağanüstü olaylar bir anlamda zihinlerini rahatlatmakta, kendilerini sorgulamadan kurtulma şansı vermektedir
- Çok azı eğitimine yurt dışındadevam etmek istemektedirler
- Siyasi görüşleri keskindir. Esneklik yoktur.
- Girişimcilik ruhundan yoksundurlar.
- Ücreti az işlerden uzak durmakta daha ilk günden bol paralı bir iş bulmak hayalindedirler
- Sabırlı değildirler
- Ekolojik duyarlılık ve hayvan sevgisinden mahrumdurlar
- Çalışmayı sevmezler ama ellerinde son model I-Phone olmasını gerekirse altlarında ünlü marka bir araba olmasını hayatlarının mutluluğu olarak görürler
- Evlilik kurumu çökmüştür. Evlilik beklentileri yükseldiği için doğru yaşta evlilik imkansızlaşmış, 40’lı yaşlara sarkmıştır.
Değerli okuyucular!
Gençliğimiz her şeyimiz ancak gördüğünüz gibi tablo iç açıcı değildir. Türkiye bir GENÇLİK DEVRİMİ yaşayacak ama ne zaman?