Son Yazılarımız

DEMOKRASİ TESTİ

TOPLAM GÖRÜNTÜLENME: 137 

Değerli Okuyucular:

Ülkemiz yeni bir seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Mart Cuma günü Anayasa’nın verdiği yetkiye dayanarak seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasına karar verdi. Bu karar Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını temenni ederek yazıma başlamak istiyorum.

Seçimlerin amacı demokrasiye işlerlik kazandırmaktır. Yani, demokrasi seçimler için değil, seçimler demokrasi için vardır. O zaman şu soruyu sormamız gerekmektedir: Yapılacak seçim sonucunda ortaya çıkacak siyasal yapı ile “demokrasi” hedefine ne kadar yaklaşmış veya uzaklaşmış olacağız? Acaba bunu test edecek bir matematik formülü elimizde var mı?

İşte bu makalenin amacı kısaca da olsa okuyucumun dikkatini böyle bir formüle çekmek, seçim sonucunda oluşacak siyasi yapının demokrasiye ne kadar yakın veya uzak olduğunu test etmeye uygun bir formülü tartışmaya açmaktır.

Bilim tarihindeki en önemli çaba, iki farklı değer arasındaki ilişkiyi matematiksel bir formülle izah etmektir. Bu nedenle “Demokrasi Testi” konusunu ele almadan önce analoji (benzerlik) kurmamıza yardımcı olması için sizlere matematik ve fizik dünyasından iki örnek vermek isterim:

MATEMATİK DÜNYASI: EULER (oyla) FORMULÜ

Leonhard Euler (leonhard oyla), İsviçreli bir matematikçi, fizikçi, astronom, coğrafyacı, mantıkçı ve mühendistir. İnsanlığın en büyük matematik dehası olarak kabul edilir.

Ünlü Fransız matematikçi Laplace (laplas) (1749-1827), Euler hakkında şöyle der: “Euler, hepimizin efendisidir.”

Ünlü Alman matematikçi Gauss (gaus) (1777-1855) duygularını şöyle ifade eder: “Başka hiçbir şey O’nun yerini tutamaz.”

Euler, niçin en büyük matematikçi olarak kabul görmüştür, diye sorabilirsiniz. Uzun yıllar trigonometri ile üstel (logaritmik) ifadeler arasında bir ilişki ve bağıntı olmadığı varsayıldı ve matematiğin bu iki farklı dünyasını tek bir formülde birleştirmenin imkânsız olduğuna inanıldı. Euler, işte bu imkansızı aşan formülü insanlığa hediye etmiştir.

Euler, 15 Nisan 1707’de İsviçre’nin Basel şehrinde dünyaya geldi. Babası, ünlü matematikçi Bernoulli (bernuli) ile dosttu. Euler, ilk matematik dersini Bernoulli’den alır. 13 yaşında Basel Üniversitesine başlar. Papaz olması gerekirken matematikçi olmaya karar verir. Euler, Basel Üniversitesinden ret alınca kariyerine 1727’de Çarlık Rusya’sının başkenti St. Petersburg’da devam eder. 1731’de Matematik Bölümü başkanı olur.

1741’de Berlin Akademisi’nde çalışmaya başlar. Bir zamanlar kendisine iş vermeyen Basel Üniversitesi’nden gelen teklifleri reddeder. 1766’da St. Petersburg’a geri döner.1773’de evinde çıkan yangında eşini kaybeder. Uzun yıllar körlüğe yakın bir görüşle yaşar. 18 Eylül 1783’de beyin kanamasından vefat etti. Euler’ın mezarı bugün St. Petersburg şehrindeki Alexander Nevsky Manastırı’ndadır.

***

Hayatıyla ilgili bu kısa açıklamadan sonra Euler’in ünlü formülünü yazmanın sırası geldi:

Euler Formulü, genel haliyle aşağıdaki gibidir:

Dikkat edilirse formülün sol tarafı üstel (yani logaritmik) bir ifade, sağ tarafı trigonometrik bir ifadedir. Matematiğin iki farklı alanını birbirine bağlayan bu eşitlik, matematik tarihinin en önemli formülü olarak kabul edilmektedir.

FİZİK DÜNYASI: MAXWELL (meksvuel) FORMÜLÜ

Nasıl matematikte iki farklı alanı tek bir formülde birleştirmek bir soru olarak yüzlerce yıl insanoğlunu uğraştırmışsa, benzer şekilde fizik biliminde, manyetizma ile elektrik arasında acaba bir ilişki kurmak mümkün olabilir mi sorusu zihinleri meşgul etmiştir.

Deneysel anlamda İngiliz fizikçi Faraday (farıdey), elektrik akımının mıknatıs üzerinde ve mıknatısın da elektrik akımı üzerinde bir etkisi olduğunu saptamıştı. Acaba bu iki farklı dünyayı birleştirecek bir formül var mıydı?

İşte bu sorunun cevabını fizik dünyasının Newton ve Einstein’la birlikte en büyük dehası Maxwell (meksvuel) verecekti.

James Clerk Maxwell, 13 Haziran 1831’de İskoçya’nın başkenti Edinburgh’ta dünyaya gelir. 1841’de Edinburgh Akademisi’ne başlar. Köylü aksanı ve giyim kuşamı nedeniyle Edinburgh’ta aşağılanır, hor görülür. Akademi yıllarında yalnızlığı ve dışlanmışlığı yaşar. Matematiğe ilgi duyar, 14 yaşında ilk bilimsel makalesini yayımlar.

Maxwell, birbirleriyle ilişkisiz olarak gözüken elektrik ve manyetizmanın aynı şey olduğunu ünlü Maxwell Denklemleriyle ispatlar. Maxwell, elektrik ve manyetik alanların uzayda dalga formunda sabit ışık hızında ilerlediğini de kanıtlar.

Her ne kadar anlaşılması zor olsa da fizik bilimini kökten değiştiren dört Maxwell Denklemine burada yer vermek istiyorum:

 

(Bu denklemler elektrik yüklerinin ve elektrik akımının nasıl elektrik ve manyetik alan yarattığını, ayrıca elektrik alanının da nasıl bir manyetik alan yarattığını kanıtlamaktadırlar.)

Bu formüller sayesinde elektrik ve manyetizma birbirine bağlanmış oldu.

NOT: Okuyucularıma şu hatırlatmayı da yapmak isterim: Einstein, bir cismin kütlesi ve enerjisi arasındaki bağıntıyı ünlü E = mc² formülüyle ispatlamıştır. Burada, E (enerji), m (kütle), c (ışık hızı) değerleridir. Einstein, genel ve özel görelilik teorilerini tek bir formülde birleştirmek istemiş ancak başaramamıştır. Amacı kuantum parçacıklarıyla göksel cisimlerin davranışlarını açıklayacak tek bir matematiksel formüle ulaşmaktı.

SİYASET BİLİMİ: MONTESQUIEU (monteskiyö)YASASI

Demokrasi nedir, sorusu antik Yunan’dan beri tartışıla gelmiştir. İlk kez Fransız filozof Montesquieu, bu soruya net bir cevap verir, iyi bir demokrasiyi “Kuvvetler Ayrılığı” prensibiyle açıklar. Buna göre eğer yasama, yürütme ve yargı arasında bir denge kurulursa yani bu üç kuvvet, birbirinden bağımsız olursa en iyi demokrasi modeline de ulaşılmış olur.

Montesquieu, 1689’da Bordeaux’da (Bordo) dünyaya gelir.  Bu şehirde hukuk okur. 1708’de avukat olarak çalışır. 1714’de Bordeaux Parlamentosunda Yargıtay Başkanlığına seçilir. Sonraki yılar Avusturya, Macaristan, İtalya, Hollanda ve İngiltere’ye gider. Bilimsel çalışmaları için inzivaya çekilir. Bir yandan doğa bilimlerine yönelirken bir yandan da toplumsal sorunları inceler. Montesquieu 1755’de Paris’te vefat etti.

Soru şu: “Demokrasi” gibi siyasal bir tanımın matematiksel bir eşdeğerini bulmak mümkün mü? İki farklı alanı yani siyaset ve matematiği birbirine bağlayan bir formül önerilebilir mi? İstatistik sayesinde siyaset bilimiyle matematiğin yaklaştığını, iç içe geçtiğini biliyoruz. Ötesi var mı?

Montesquieu’nün “Kuvvetler Ayrılığı” prensibinin matematiksel formülü şöyledir:

Yasama + Yürütme + Yargı=0 (sıfır)

Burada Yasama, Yürütme ve Yargı, matematiksel bir değer olup, sıfır dahil pozitif tam sayılardır.

Bu formül şu anlama gelmektedir: Öyle üç pozitif tam sayı (sıfır dahil) toplanacak ki sonuç sıfır olsun. Bunun da tek cevabı vardır:

Yasama=0 (sıfır)

Yürütme=0 (sıfır)

Yargı=0 (sıfır)

Konuyu biraz daha açarsak, eşitliklerde ifade edilen “0” sayısı, her kuvvetin (yasama, yürütme, yargı) tam bağımsız olduğu anlamına gelir. Üç kuvvetin toplamının sıfır olması da mükemmel demokrasiye işaret eder.

Şu anda Türkiye’de Başkanlık Sistemi vardır. Cumhurbaşkanı, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisine sahip olduğu için Yasama’nın bazı yetkilerini üzerine almakta, ayrıca Yürütme’nin (Cumhurbaşkanı) Yargı üzerinde müdahale gücünü de dikkate aldığımızda Yasama+Yürütme+Yargı formülünün sonucunun “0” olmadığını yani Demokrasi’den uzaklaştığımızı söyleyebiliriz.

Temennimiz, yeni seçimlerin Kuvvetler Ayrılığı formülüne işlerlik kazandırmasıdır. Acaba önerilen Genişletilmiş Parlamenter Sistem, bunu sağlayabilecek midir?